Meme Kanseri, Onkolojik ve Plastik Cerrahi
Prensiplerinin birlikte uygulandığı onkoplastik meme cerrahisi, duygusal
iyileşmelerine destek vererek, onlara güven kazandırıyor.
Meme
kanseri, fiziksel bir sorun olmasının yanı sıra kadının ruhsal ve estetik
dünyasını da etkiliyor. Onkolojik ve plastik cerrahi prensiplerinin birlikte
uygulandığı Onkoplastik Meme Cerrahisi, duygusal iyileşmelerine destek vererek,
onlara güven kazandırıyor.
"4 Şubat Dünya Kanser Günü" kapsamında son
yıllarda artış gösteren kanserlerde 2. Sırada yer alan meme kanserinde duygusal
iyileştirmeye destek veren onkoplastik cerrahisi aynı zamanda hastalara güven
de veriyor.
Sağlık
Bilimleri Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Bülent Çitgez, Türkiye'deki meme kanseri rakamlarını, hastaların nelere dikkat
etmesi gerektiğini ve tedavideki son yenilikleri anlattı.
"Geçtiğimiz Yıl Meme Kanseri Vakalarıyla
Ne Kadar Sık Karşılaştık?"
"Radyoloji
ve girişimsel radyolojideki gelişmelere bağlı olarak meme kanseri teşhisinde
artış görüyoruz. Bir cerrah olarak meme hastalıkları ve kanseriyle ilgilendiğim
için her sene artış gözlemlemekteyim. Bu sene yapılacak bir kongre için
hazırladığımız çalışmada, klinik olarak 400’e yakın meme kanseri ameliyatı
yaptığımızı saptadık. Bunlar içinde ileri evre nedeniyle onkolojiye
yönlendirdiğimiz hastaların da bulunduğunu da söylemek isterim.
Meme
kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü. Kanser nedeniyle ölümde, akciğer
kanserinden sonra ikinci sırada gelir. Her yıl dünyada 450 bine yakın kadının
bu nedenle hayatını kaybettiği sanılmaktadır.
Türkiye'de
meme kanseri insidansı ise giderek artan sıklıkla 100 binde 31.9 (2002), 40.6
(2009) ve 43'e (2014) yükselmiştir. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü
Kanser Dairesi Başkanlığı'nın yaptığı araştırmalara göre; Türkiye'de kadınlarda
görülen kanserler arasında yüzde 24.7 ile ilk sırada yer alır.
"Toplumda, meme kanserine yakalanma
yaşının 50 ve sonrasına denk geldiği yönünde bir inanış vardı ancak son
yıllarda genç yaşlarda da ortaya çıkmaya başladı. Bunu neye bağlıyorsunuz?"
Sağlık
Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün 2015 yılı kanser istatistiklerine
göre, ülkemizde meme kanseri tanısı alan kadınların yüzde 44.5’i 50-69, yüzde
40.6’sı ise 25-49 yaş aralığında yer alıyor.
Yüksek
enerjisi olan, yani fast food denilen gıdaları tüketmemek gerekir. Meme kanseri
östrojen bağımlı bir tümör olduğu için vücutta bu hormonun salınımını artıracak
durumlardan yani kilodan uzak durmak lazım. Kanserojen gıdaların yanı sıra,
sigara ve alkol de risk artırır.
"Her
kadının kendisini meme kanserine aday olarak görmesi gerekir mi?"
Yaşamı
boyunca her 8 kadından birinde meme kanseri görülür. Yaşam boyu risk oranı,
yüzde 12.56'dır. Menopoz öncesi kadınların yüzde 25-30, menopoz sonrası
kadınlarınsa yüzde 70-75'inde ortaya çıkar.
Yaş 100 bin insidans
0-39 1
40-44 126
50-54 228
60-64 348
70-74 450
80-84 477
"Dünyaya kıyasla, Türkiye'deki meme
kanseri vakalarında dikkat çeken farklılıklar var mı?"
Sağlıkta
sosyo-kültürel düzey çok önemlidir. Sosyal düzey arttıkça teşhis oranı da
artar. Türk hastalar rutin takiplerine gelmediği ya da önemsemediği için
maalesef ileri evrelerde sağlık kuruluşlarına başvuruyor. Bu da daha agresif
tedavi gerektiriyor. Tedavi, tümörün biyolojisiyle beraber evresine bağlı
olduğundan ne kadar erken teşhis edilirse, sağkalım şansı da o kadar artar.
Hangi belirtilere karşı dikkatli olmalıyız?
En
önemli belirti, memede ele gelen kitledir. Meme başında kanlı akıntı, çökme ve
pullanma, memede kızarıklık olduğunda doktora başvurmalıyız. Bazı durumlarda
muayenede elle bir şey saptanmayabilir, radyolojik görüntüleme istenebilir.
Radyolojik olarak şüpheli kitle ve lezyonlara yönelik ileri işlemler yapmak
gerekebilir.
"Tanı ve tedavide yenilikler var mı?"
Teknolojideki
gelişmelere bağlı olarak mamografi, MR ve ultrasonografide büyük gelişmeler
var. Böylece memede radyolojik olarak saptanan ufak lezyonlara müdahale
edilebilmekte, patolojik tanı konabilmekte ve tedavisi düzenlenebilmektedir.
Ülkemizde 40 yaşından sonra tarama mamografileri mevcut olduğundan yıllık
kontrollerini yapan kadınlarda meme kanseri daha erken saptanıp, tanı
konulabilir.
"Cerrahi seçenekler hakkında bilgi
verebilir misiniz?"
Tüm
memenin alınması olan mastektomi, meme içinde yaygın bulunan ve kitlesi çok
büyük hastalarda yapılabilir. En sık yaptığımız ameliyat meme koruyucu
operasyon, yani meme içindeki tümöral
kitlenin güvenli cerrahi sınırla çıkarılması ve aynı anda koltuk altının
kontrol edildiği müdahaledir.
Memenin
alınması gerektiği durumlarda, onkolojik olarak mümkünse, tüm meme dokusunu
çıkarıp, eş zamanlı rekonstrüksiyon meme yapıyoruz. İleri evre tümörlrde ise
önce kemoterapi ile başlayıp, evresini küçültüp, meme koruyucu cerrahiye uygun
hale getirmeye çalışıyoruz.
"Onkoplastik cerrahi nedir?"
Meme
kanseri ameliyatları sonrasında kadınlar, cinsel kimliklerinin önemli bir
parçasında ortaya çıkan estetik kaybı nedeniyle psikolojik ve sosyal sorunlar
yaşayabilir. Onkoplastik meme cerrahisi, onkolojik cerrahi ile plastik cerrahi
prensiplerinin birlikte uygulanmasıdır.
Estetik
bir yaklaşımla kanseri ortadan kaldırırken, memenin doğal görünümünü ve hissini
koruyup yeniden yapılandıran yenilikçi bir yaklaşımdır. Kanserli bölgenin
çıkarılmasından sonra geri kalan memenin yeniden şekillendirilmesi veya
yapılandırılması için plastik cerrahi tekniklerinin kullanılmasını kapsar. Bazı
kozmetik deformiteleri önlerken, daha geniş eksizyona izin veren bir
cerrahidir. Onkoplastik meme cerrahisi, sağlıklı bir fiziksel görünüşe yardımcı
olmanın yanı sıra, kanser ameliyatı sonrasında kadınların duygusal
iyileşmelerine destek vererek, hastaya güven kazandırabilir."
11.02.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder