11 Eylül 2010 Cumartesi

Muharrem Hafız, Kur’an Ziyafetiyle Hakk’a Uğurlandı

Trabzonlu Ünlü Hafız Hacı Hafız Muharrem Arslantürk(69) Hoca, Trabzon Akçaabat Işıklar Beldesinde Bugün İkindi Namazına Müteakip Türkiye’nin seçkin Hafız ve Hocalarınca Okunan Kur’anlarla Hakk’a Uğurlandı.

Trabzonlu Ünlü Hafız Hacı Hafız Muharrem Arslantürk(69) Hoca, Trabzon Akçaabat Işıklar Beldesinde Bugün(11 Ağustos 2010 Cumartesi Günü) İkindi Namazına Müteakip Türkiye’nin seçkin Hafız ve Hocalarınca Okunan Kur’anlarla Hakk’a Uğurlandı.

Hacı Hafız Muharrem Arslantürk’ün Cenazesi Işıklar Beldesi Çarşı camiinin doğu tarafında bulunan musalla taşına konuldu. Merhum hocanın yakınları burada taziyeleri kabul etti. Bu sırada Çarşı Camiinde Akçaabat İlçe Müftüsü Yakup Baki tarafından camide konuşma yapıldı. Belirlediği program doğrultusunda Türkiye’nin tanınmış hoca ve hafızlarınca Kur’an-ı Kerim’in çeşitli Surelerinden ayetler okundu. Çeşitli kişilerden gelen mesajlar okundu.

Camide kalabalık nedeniyle büyük izdiham yaşandı. Caminin alt, üst ve avluları müminlerle doldu taştı. Cemaatin önemli bir kısmı yer bulamadı. Işıklardan olan bazı cemaat Işıklar da son yılların en kalabalık cenazesi nitelemesini yaptılar. İkindi namazının edasından sonra helallik alındı.
Cenaze namazı iki dönem Trabzon İl Müftülüğü yapan eski Müftü Raif Korkmaz tarafından kıldırıldı. Dua ise Trabzon Tonya’dan Ankara Hacı Bayram Camii eski İmam Hatiplerinden Fikret Latifoğlu tarafından yapıldı.

Cenaze esnasında tanınmış birçok kişinin Hafız Muharrem Hoca’nın vefatından derin üzüntü duydukları ve özellikle Eski müftü Raif Korkmaz ve Fikret Latifoğlu’nun yüzlerinden belli oluyordu.

Cenaze namazından sonra babası Hacı Hafız Ali Haydar Özak’ın öğrencisi olan Muharrem Arslantürk Hoca’nın tabutunun altına giren Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın tabutun uzun mesafe taşımazı dikkati çekti.

Merhum Muharrem Hafız’ın naşı omuzlar üzerinde taşındıktan sonra caminin 300 m. Batı tarafındaki mezarlığa götürüldü. Burada da okunan Kur’anlar, tekbirler ve dualar ile toprağa verildi.

Merhum Hacı hafız Muharrem Arslantürk Hocayı dostları bu ebediyete olan son yolculuğunda da yalnız bırakmadı. Cenazeye Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur, KTÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Pehlivan, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Prof. Dr. İbrahim Hakkı Aydın, Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen, Dörtyol belediye Başkanı Cevat Birinci, Akpınar Belediye Başkanı Mehmet Ali Değirmenci, Derecik belediye Başkanı Ali Ulusoy, Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram, Trabzon Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Ramazan Latifoğlu, Eski Fiskobirlik başkanı Salih Erdem, Eski 1. Nolu Yol-iş Başkanı M. Erdem, Eski Trabzon Müftüsü, Raif Korkmaz, Akçaabat Müftüsü Yakup Baki, Merkez vaizi O.Nuri Gürsoy, Vakfıkebir İlçe Müftüsü, iş adamı Mustafa Şılbır, Almanya’dan gelen iş adamı Celal Mermertaş, Ankara’dan gelen iş adamı İdris Köse, Trabzon Eski Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hasan Öztürk, Trabzon Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Yol, Başbakanlık Müşaviri Ömer Faruk(Mustafa) Köse, İşadamı Ali Değirmenci, Trabzon Affan Lisesi Müdürü Sadık Güler, Affan Lisesi eski Baş Müdür Yardımcısı Süleyman Aşık, Akçaabat Eğitim Bir-Sen Başkanı Kemal Kocaman, Türkiye’nin tanınmış hocalarından Fikret Latifoğlu, Mehmet Satan ve daha birçok hoca, çok sayıda belediye başkanı, bürokrat, eğitimci, müftü, siyasetçi, iş adamı, Türkiye’nin ve Trabzon’un tanınmış hafız, hoca ve vaazları, çok kalabalık bir cemaat katıldı.

Merhum Muharrem Hafız ile bir akrabasının ve oğlunun benzerliği cemaatin dikkatlerinden kaçmadı.

Rahmet-i Rahman’a Göçen Merhum Hacı Hafız Muharrem Arslantürk Hocamıza Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Eş, Dost, Akraba ve Sevenlerine, Öğrencilerine ve Bütün Din Kardeşlerimize Sabr-ı Cemil Niyaz Ederiz.


HABER ve FOTOFRAFLAR: Muhammet YAVRUOĞLU(TRABZON HABER AJANSI)


CENAZEDEN GÖRÜNTÜLER:





















10 Eylül 2010 Cuma

Trabzonlu Ünlü Hafız Hakk’a Göçtü

Trabzonlu Ünlü Hafız Hacı Hafız Muharrem Arslantürk(69) Hoca, İstanbul’da Hakk’ın Rahmetine Kavuştu. Cenazesi, Yarın İkindi Namazına Müteakip Işıklar Beldesinde defnedilecek.

Trabzon’un ve Türkiye’nin Ünlü Hafızı Akçaabat Işıklar Beldesinden Hacı Hafız Muharrem Arslantürk(69) Hoca, İstanbul’da Hakk’a Göçtü.

Merhum Muharrem Hafız Hoca’nın cenazesi, İstanbul Fatih camiinde; bugün Cuma namazına müteakip İstanbul Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra cenazesi memleketi olan Trabzon’a gönderildi.

Merhum Hacı Hafız Muharrem Arslantürk Hoca Efendinin Cenazesi yarın(11.09.2010 Cumartesi Günü) Akçaabat İlçesine bağlı Işıklar beldesinde ikindi namazına müteakip kılınacak cenaze namazından sonra aynı yerdeki aile kabristanlığına defnedilecektir.

Merhum Arslantürk Hoca, emekli olduktan sonra da İstanbul’da yaşamaya devam etti. Ancak Alzheimer Hastalığına yakalanmış ayakta durmakta zorluk çekiyor, bu nedenle tedavi görüyordu.

Hastalığına rağmen Arslantürk Hoca; eş, dost, arkadaş ve akrabalarını, doğduğu, büyüdüğü ve eğitim gördüğü şehrini, Trabzon'u unutmuyor, ziyaret için sık sık Trabzon'a gelmeye gayret ediyordu.


Hacı Hafız Muharrem Arslantürk Hoca Kimdir?


Hacı Hafız Muharrem Arslantürk, 1941 yılında Akçaabat’ın Işıklar Beldesi’nde doğdu. Küçük yaşlarda Kur’an eğitimine başlayan Arslantürk, önce Işıklar Beldesinde Ali Aktaş Hoca’dan Kur’an eğitimi aldı, daha sonra da Hacı Hafız Ali Haydar Özak’ta hafızlığını tamamladı.

Aşere-i Takrib İcazetini Mehmet Aşık Kutlu Hocaefendi’den alarak tamamlayan Arslantürk, ardından Trabzon İskenderpaşa Camii’nde imam-hatiplik görevine başladı. Daha sonra da Pazarkapı Camii’nde imam-hatiplik görevini sürdürdü.

Kendi isteği ile tayin isteyerek, 1967 yılında İstanbul Aksaray’daki Valide Sultan Camii’nde imam hatiplik görevine başladı.

Uzun yıllar İstanbul Aksaray Valide Sultan Camii’nde görev yaptıktan sonra 2002 yılında kendi isteği ile emekli oldu.

Trabzon’dan yetişen ve Ankara’da görev yapan Fikret Latifoğlu ve Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki birçok tanınmış hocalar ve Rahmet-i Rahmana göçen Âdem Erim Hoca Efendi ile birlikte Özel ve TV’lerde birçok dini programlara katıldı.

Merhum Arslantürk Hoca; Trabzon’un sevilen simalarından olup daha önceki yıllarda Hakk’ın Rahmetine kavuşan Merhum Hakkı Arslantürk ve Sadık Arslantürk’ün kardeşi, Trabzon İmam Hatip Lisesinde Öğretmenlik yapan Hikmet Arslantürk’ün amcasıdır.

Hacı Hafız Muharrem Arslantürk, imametin yanı sıra çok sayıda da talebe yetiştirdi. Merhum Arslantürk 3 çocuk babasıydı.


Rahmet-i Rahman’a Göçen Merhum Hacı Hafız Muharrem Arslantürk Hocamıza Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Eş, Dost, Akraba ve Sevenlerine, Öğrencilerine ve Bütün Din Kardeşlerimize Sabr-ı Cemil Niyaz Ederiz.


HABER ve FOTOĞRAF: Trabzon Haber Ajansı/Muhammet YAVRUOĞLU

9 Eylül 2010 Perşembe

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

RAMAZAN BAYRAMINIZ
KUTLU OLSUN


BAYRAMLAR; DİNİ, MİLLİ BİRLİK ve BERABERLİĞİN, MANEVİ ve AHLAKİ DUYGULARIN, DİNİ İNANÇLARIN, ÖRF VE ADETLERİN UYGULANIP, İNSAN YAŞAMINDA SERGİLENDİGİ, BİR TOPLUMDA BİRLİKTE GÜÇ OLMA, BÜYÜK MİLLET OLMA ŞUURUNUN ŞEKİLLENDİĞİ, KUVVETLENDİĞİ İSTİSNAİ GÜNLERDİR.

HEP BİR ARADA, SEVGİ, BARIŞ ve KARDEŞLİK DUYGULARIYLA DOLU ve HUZURLU NİCE BAYRAMLAR YAŞAMANIZ DİLEĞİYLE,




RAMAZAN BAYRAMINIZ
KUTLU OLSUN


Bahçeli, Trabzon'da konuştu

MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli 08.09.2010 Günü Trabzon’daydı. Bahçeli, “Anayasa Değişiklinin, Altında Ülkeyi Bölünmeye ve Çözülmüşlüğe Götüren gizli Tuzaklarla Dolu Olduğunu” söyledi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Trabzon Atatürk Alanı’nda 08.09.2010 Çarşamba Günü Saat 13.30’da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, halkın yarın idrak edilecek olan yarın ki Ramazan Bayramı’nı kutladı.
Bahçeli konuşmasına şöyle devam etti:

"Sevgili Trabzonlular hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ramazan-ı Şerifinizi ve Bayramınızı da tebrik ediyorum. Bu halk oylamasını önemsemeliyiz. 12 Eylül günü çok özel engeller yok ise mutlaka sandığa giderek tercihiniz ne ise o tercih doğrultusunda oylarınızı mutlaka kullanmalısınız. Çünkü bu ülke sizindir karar sizindir.

Böyle bir dönüm noktasında sağlıklı bir halk oylaması yapılabilirse elde edilen sonuç her türlü tartışmadan uzak tutulur ve böylelikle anayasadaki demokratik hakkınızı kullanmış olursunuz.

Özellikle sandığa giderek tercihini belirleyen vatandaşlarımız mutlaka oylarının da sahibi olmalıdır. Onun üzerinde oynanabilecek her türlü hileyi fesadı yanlışı, düzeltmek sizlerin elindedir.

Anayasa değişikliği toplumsal bir talep olarak ortaya çıkmıştır. Buna kimse kayıtsız kalamaz.

Bütün siyasi partiler bu anlayışta ise bunu bir sivil anayasa olarak bütün siyasi partileri bir araya getirip üniversitelerin değerli bilim adamlarının katkısını sağlayan toplumun taleplerine de karşılık bulabilen bir anayasayla Türkiye’yi lider bir ülke olarak görebilmek için zaruri olduğunu herkes kabul etmektedir.”

12 Eylül’deki referandumda çok özel engeller olmadığı takdirde, herkesin mutlaka sandığa giderek tercihi ne ise o yönde oy kullanmalarını isteyen Bahçeli,

“Bütün siyasi partilerin temsilcileri de oy kullanmadan sayımına kadar sandık başlarında olup milletin iradesine sahip çıkmalı” dedi.

Devlet Bahçeli, Milli Mücadele'den bu yana geçen süre içinde 1921 Anayasası ve 1924 Anayasası'nın bir devletin kuruluş felsefesini kavrayan bir anlayışla hazırlanmış anayasalar olarak Cumhuriyet'in temel niteliklerini ortaya koyarak, devletin işleyişini ve yapısını belirlediğini belirtti.

Bahçeli, şunları söyledi:

''Aradan geçen süre sonra 1961'de bir anayasa değişikliği daha yapılmıştır. Bir ihtilalden sonra, bir ara rejim sonrası bir anayasa ortaya konmuştur.

Bu, 1980 yılına kadar geçen süre içerisinde özellikle 12 Mart yine bir ara rejim benzeri durumların ülkede söz konusu olduğu bir ortamda değişikliklere uğramıştır. Fakat en son şu an için uygulanmakta olan anayasa, 1982 Anayasası'dır ve 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası Danışma Meclisi tarafından Konsey'in yönetimiyle oluşturulmuş olan bir anayasadır.

Bugün ülkemizde yürürlükte bulunan anayasa budur. Bu anayasa bir ara rejim anayasasıdır. Bu anayasanın uygulanmasından toplumumuz, milletimiz memnun olmamıştır. Siyasi partiler hoşnut kalmamıştır, sivil toplum kuruluşları yeterli bulmamıştır ve vatandaşlarımız da yeni bir anayasa ihtiyacını ortaya koymuştur.

Böylelikle anayasa değişikliği toplumsal bir talep olarak ortaya çıkmıştır. Buna kimse kayıtsız kalamaz, böyle bir talebi karşılama ihtiyacını da hissetmezlik yapamaz.”

Bu anlayış içinde 1982 anayasasında 16 değişiklik teşebbüsü olduğunu belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bunlardan 15 tanesi gerçekleştirilmiş ve 1982 Anayasası'nın 85 maddesi bu 15 anayasa değişiklik paketi ile değiştirilmiş ve yeniden yazılmıştır.

Bugün için halk oylamasına sunulan anayasa değişikliği 17. değişiklik teşebbüsüdür.

Şimdi burada hangi siyasi partiden olursak olalım, ülkede bütün siyasi partiler bir uzlaşmayla anayasa değişikliğinden yana olduğunu açıkça ifade ediyor, bunu parti görüşü olarak ortaya koyuyor ise yapılacak olan anayasa değişikliği eğer anayasayı bir toplumsal uzlaşma belgesi olarak görüyor ve kabul ediyorsak uzlaşma zemininde, o iklimle bir anayasa değişikliğini düşünmenin ülkemiz için daha hayırlı olacağını bugünden ifade etmek mümkün olabilir.

Ama Mecliste özellikle 2007 milletvekilliği seçimleri sonrası yüzde 46 küsur oyla yani yaklaşık yüzde 47 oyla 341(!) milletvekiliyle TBMM'de temsil edilen ve tekrar tek başına iktidar olma imkânını bulan AKP yönetimi, böyle bir uzlaşma zemini arayacağı yerde kendisine göre bir çalışma başlatarak bugünkü aşamaya Türkiye'yi getirmiştir.''

Özellikle 2007 yılı sonrası 7 bilim adamıyla oluşturulan bir bilim kurulunun yeni bir anayasanın yazımıyla görevlendirildiğini belirterek, şöyle devam etti:

''Bu 7 bilimadamının uzun çalışmaları, sonrası Sapanca'da bulunan bir motelde AKP yönetimine sunulmuş ve böylelikle bir anayasa değişikliği Türkiye'nin gündemine taşınmış, ancak o günden bu güne kadar bu bilim adamlarının hazırlamış olduğu anayasa metni taslağı üzerinde herhangi bir uzlaşma zemini aranmamış, tartışma birden durdurulmuş ve ötelenmiş, belli bir süre geçtikten sonra bu taslakla bağdaşmayan ufak tefek benzerlikler içeren ama AKP yönetimi tarafından aniden TBMM'ne sunulan başlangıçta 29 maddeyle yeni bir anayasa değişikliği yani 1982 Anayasası üzerinde 17. değişikliği yapmak üzere bir paket sunulmuştur.

Bu Anayasa Komisyonu'na gelmiştir, oradan hızlı geçmiş Genel Kurula sunulmuştur, mart ayı içerisinde.''

Bu anayasanın değişikliği kapsamı hakkında başta AK Parti milletvekillerinin dahi bilgi sahibi olduğu kanaatini taşımadığını öne süren Bahçeli, şu görüşlere yer verdi:

''Bir avuç parti yöneticisi, Sayın Başbakan ve bir kısım danışma heyetiyle böyle bir değişiklik aniden Meclis gündemine getirilmiş, hiçbir şekilde diyalog kurma, uzlaşma arama hiç yapılmamış, siyasi partilerin varlığı kabul edilmemiş, onlar hiç dikkate alınmayarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey'in dayatmasıyla, şiddetli isteğiyle bir anayasa değişikliğiyle Türkiye muhatap kılınmıştır.

Şimdi bu gerçek üzerinde durduğumuz vakit, bu anayasaya uzlaşmaya dayalı bir anayasa diyebilir miyiz aziz Trabzonlular? Bu anayasaya sizin anayasanız, milletin anayasasıdır diyebilir miyiz? Öyleyse bu anayasanın bir adı olacaksa bu Recep ‘Tayyip Erdoğan anayasası ve AKP dayatmasıdır’.

Doğrusu biz bu anayasa değişikliği sürecini aynı zamanda bizim milli birlik ve kardeşlik projesiyle alakalı.

Bunun ilk adı: ‘Kürt açılım’ıydı. Tepki geldi: ‘Demokratik Açılım’ oldu, Tepki geldi: ‘Milli Birlik ve Kardeşlik’ adını verdiler. Niye böyle yapıyorlar? Siz değerli kardeşlerimi aldatmak için kelime oyunu yapıyorlar.

Aynı zamanda Sayın Başbakan yine tekrar ediyor. 3 Eylül 2010 Diyarbakır mitinginde 'Bakınız şimdi bu anayasa değişikliğiyle her şey bitmiyor daha geniş tabanlı bir anayasanın temelini açıyoruz' diyor Sayın Başbakan.

Neyin kapısını açıyorsun Sayın Başbakan? Neye öncelik veriyorsun? Sen orada, PKK'lıların hoşuna gidecek bir konuşma yapıyorsun. Genel affa karşıyım, Türkçe’nin yanına Kürtçe’yi koydurtmam diyebiliyor musun?”

Bahçeli, 2007 AKP seçim beyannamesinden bahsederek;

"Sizlere sunulan anayasa değişikliği geniş bir uzlaşma ile mi hazırlanmıştır? Hayır. Öyleyse burada gizli bir oyun, gizli bir gündem, gizli bir niyet var.

Anayasanın şu maddesi şudur, budur diyerek, eldeki devlet imkânlarını ve partinin kazanmış olduğu birçok değerlerle Türkiye'nin her tarafını bir mahalle baskısı alır gibi bir AKP baskısı altına alıp billboardları, yolları, televizyonları, basının arka sayfalarını bütünüyle 'evet' olarak bir propagandaya alet edenler toplumsal bir uzlaşmaya 'evet' diyenler midir?"

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir televizyon programındaki demokratik açılımla ilgili konuşmalarını da hatırlatarak, şunları ifade etti:

"Demek ki bu anayasa size mutluluk, refah, sosyal ve ekonomik sorunlarınızı çözmek, devleti tam işler hale getirmek, yargı reformunu, YÖK'ü, RTÜK'ü baştan sona değiştirerek, dokunulmazlıkları kaldırarak sizin beklentilerinize cevap veren bir anayasa değişikliği değil; bir açılımın ‘bize göre; ihanet ve yıkım projesinin’ bir adımı olarak gizli tutulup, topluma takdim ediliyor."

Başbakan Erdoğan’ın, Diyarbakır mitinginde; ‘Bu anayasa değişikliğiyle her şey bitmiyor, 2011′de daha geniş tabanlı bir anayasa kapısının açılacağını’ söylediğini belirten Bahçeli, ülkenin bölünmesinin adımının atıldığını savundu.

Erdoğan’ın, o konuşmasında bazı Kürt sanatçı ve şairlerin isimlerini zikretmesini de eleştiren Bahçeli;

Niye Diyarbakırlı olan Ziya Gökalp’ten bahsetmiyor, Milli Şair Süleyman Nazif’i anmıyorsun.” diye konuştu. Bahçeli:

Diyarbakırlı Milli şair Süleyman Nazif niye diline almıyorsun. Demek ki burada bir gizli gündem Recep Tayyip Erdoğan'ın bir iyi olmayan niyeti var.

O zaman soruyorum Sayın Başbakan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Okyanus ötesinden ne baskı görüyorsun?

Haziran 2009 tarihli Anlantik ötesi rapor, içerisinde Türkiye’de açılımın nasıl yapılması gerektiği hakkında madde madde bilgi var. Bu rapor AKP’nin dayatmasıyla örtüşmektedir.

1982 anayasasının 36 yerinde Türk kavramı, Türk Milleti, Türk kültürü kullanılmıştır. Bu anayasa değişikliği için hazırlanan pakette bu maddeler 9'a indirilmiştir. Bu anayasada yani Türk Anayasasında Türk ismi silinmiştir

Bu tuzağa düşemeyiz. Türkiye'de bağımsız ve tarafsız bir yargıya ihtiyaç vardır demiyor da sadece ve sadece HSYK'yı bu yönüyle ele geçirmeye, kuşatmaya, kendilerine yandaş kişileri oraya yerleştirmeye çalışıyor.

Gün gelecek MHP ümüğünden sıkıp, seni yüce divanda yargılamaya gönderecek.

Değerli dava arkadaşlarım Aziz Trabzonlular çok önemli bir güne geliyoruz. Mecliste baskıyla mecliste muhalefetin sesine kulak vermeden onların uyarılarını dikkate almadan her 12 Eylül mağduriyetlerini bahane ederek, yalanla günlerini yandaş televizyonlarla zehir saçarken kendisinin geleceğini yeniden çizmeyi düşünen konu geliyor önünüze.

Trabzon'dan diyorum. Bölmeye karşı bölünmemek için elimizden geleni yapacağız. MHP ülkenin bölünmesinden yana değil. Bu tehlikeli gidişatın farkına varmak lazım. Bunlar yavaş yavaş bir korku paniğine kapılmışlar.

Hak İş Genel Başkanı ‘bunlar konsomatris’ diyor bazılarına. Bu sözünü yalayacaksın, Hak-İş Genel başkanı. Hayıra vesile olabilecek bir uyarıyı yapmamız lazım.

İşte MHP bu gerekçelerle hayır verilmesinden yanadır"

Bahçeli, anayasa değişiklinin altında ülkeyi bölünmeye ve çözülmüşlüğe götüren gizli tuzaklar olduğunu ileri sürdü.

Ülkücülerin referandumdaki oyunun ‘hayır’ olacağını ifade eden Bahçeli, ‘evet’ oyu kullanacağını açıklayan ülkücülere yüklendi:

12 Eylül ile hesaplaşacağız diyerek, bu yalanlara nasıl kapılabilirler.

AKP’ye ‘evet’ desteği vermenin utancını nasıl taşıyacaklar. Ülkücülerin oyu ‘hayır’ olacaktır. Bu gizli tuzağa düşmeyin.”
diye konuştu.

Bahçeli, anayasa değişikliğinin kabul edilmesi halinde Sevr’in hortlayacağını, Lozan’ın delineceğini savundu.


HABER ve FOTOĞRAFLAR: Muhammet YAVRUOĞLU


MİTİNGTEN BAZI FOTOĞRAFLAR: